Evlenmeye hazırlanırken ona hangi soruları mutlaka sormanız gerektiğini biliyor musunuz? Siz aşağıda yer verdiğim soruları ve daha fazlasını sorun. Bunları konuşursanız, evliliklerde sorun yaratma potansiyeli çok yüksek olan 10 konudan emin olursunuz. Konuşmak ve iletişim kurmak çift ilişkisinin ve evliliğin çok önemli becerileridir ve bu becerileri en etkili şekilde kullanmalısınız.
1. Sormazsam ne olur?
Evlilik öncesi çift arasında herhangi bir iletişim (tartışma ve kavga da buna dahildir) yoksa evliliklerin başarısız olma olasılığı yüksektir. Bazı önemli konuları kendi içinizde düşünmüyor, ve eşinizle konuşmuyorsanız, risk alıyorsunuz demektir. Karşılaştığım çok sayıda çiftten”Biz evlenmeden önce hiç konuşmaz, hiç tartışmazdık. Bu kadar uyumluyken şimdi ne oldu da boşanma konusunu konuşuyoruz?” sorusunu sorarlar. Bu çiftlerin ilişkisinde yaşadıkları durum “Uyum” değildir aslında. Temas etmediğiniz, görüşlerinizi paylaşmadığınız bir insanla sorun da yaşamazsınız doğal olarak. Bu, günlük yaşamdaki diğer insan ilişkilerinde de geçerlidir. Eşle temas etmemek, görüşleri karşılıklı olarak paylaşmamak demek, bağ kurmamak ve kendi tek kişilik hayatını sürdürmek demektir. Evlenmeden önce bu yazıda değineceğim önemli soruları sormazsanız, bu soru başlıkları altında yer alan sorunlarla karşılaşma ihtimaliniz yüksek olacaktır. Bu nedenle de ben sormanızı size bir uzman olarak tavsiye ediyorum.
2. Neden evleniyorsun?
Evlenmeden önce kendinize sormanız gereken ilk soru, “Ben neden evleniyorum?” dur. Çoğu insan neden evlendiğini bilmez ve üzerinde pek düşünmeden evliliğe ilk adımı atar. Çoğumuz, sevdiğimizle hızlı bir nikah yapmayı ve süreci çok da uzatmadan evlenmeyi isteriz. Ne için evlendiğini bilmeden evlenmek, neden gittiğini bilmeden okula gitmeye benzer. Okuldan ne almaya gittiğimizi bilmediğimizde, kendimizi “Okul bana ne verebilir ki?” ya da “Okula gitmesem ne olur ki?” sorularını sorarken buluruz. Neden orada olduğunuzu bilmiyorsanız, elbette bu soruları sorun. Evlilik de aynısıdır. “Neden evleniyorum?” sorusunu kendinize ve eş adayınıza mutlaka sorun ve bu önemli soruyu hem kendi içinizde, hem de eş adayınızla karşılıklı olarak cevaplayın.
Bu soruyu anne – babanıza, büyük anne – dedenize veya diğer yakınlarınıza sormak ve onların verdikleri cevapları kendine uyarlamak yeterli değildir. Diğer insanlara sormak yerine, sakin bir anınızda kendinize sorup, kendiniz cevaplamalısınız. “Neden evleniyorum?” sorusunun cevabını yazılarımda, videolarımda, sosyal medya paylaşımlarımda bulabilirsiniz ama en önemlisi sizin kendi cevaplarınızdır. Benim veya başka birinin size daha fazlasını söylemesi önemli değildir. “Neden evleniyorum?” sorunuza kendi cevaplarınızı vererek bu yolculuğun amacını keşfetmiş olmanız, evlilik yolunda hem sizin hem de eş adayınızın işini kolaylaştıracaktır.
Daha iyi bir yaşam için mi evleniyorsunuz, yoksa evlenme kararınız sizin bu hayatı tek başınıza değil de eşle paylaşarak yaşama isteğinize mi dayanıyor?
Sırf ilgi ya da mutluluk arayışı için, ya da bir insana “eşim” diyebilmek için yapılan evlilikler, çiftin beklentilerini karşılamayabilir. Beklentileri karşılayamayan zor bir ilişkiyi sürdürmeye çalışan çiftlerle çalışan bir profesyonel olarak özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum : Eğer eş adayınız sormazsa, siz “Neden evlenmek istiyorsun?”, ardından da “Neden benle evlenmek istiyorsun?” sorularını ona sorun. “Evlilik insan ruhuna en uygun yaşama biçimi ve ben de bu yüzden evlenmek istiyorum” mu diyecek, yoksa “Çamaşırlarımı yıkayacak, ütümü yapacak birine ihtiyacım var” şeklinde mi cevap verecek? “Senle evlenmek istiyorum çünkü seni seviyorum” mu diyecek, yoksa daha mı farklı yanıtlayacak? Bunları
3. Evlenince nerede yaşayacağız?
En önemli konulardan biri evlendikten sonra nerede yaşanacağıdır. Önce evlenelim demeyin. Bu çok önemli bir konudur, çünkü iş bir çiftin nerede yaşayacağını belirleyebilir veya onları bir seçim yapmaya zorlayabilir. Burada evlilik, kararların birlikte alındığı bir ilişkidir. İki eşin özgür iradeleri ve birbirlerinin düşüncelerini ifade etmeleri ile tercihlerin orta yol bulduğu bir ilişki biçimidir. “Ankara’yı sevdiğim için Ankara’da yaşayacağız. “Ankara’dan çok iyi bir iş teklifi aldım ve Ankara’da yaşamak istiyorum. Ne diyorsunuz? Oraya gitmeliydik desek daha doğru olur. müstakbel eşinizin sorduğunuz sorulara verdiği yanıtları göz önünde bulundurun. Bu karar sadece bir eşe karşı denenmiştir ve diğer eş karara uymak zorunda kalırsa evlilik çok zor olacaktır. Evlilikte kararlar birlikte alınmalıdır. Paranın sahibi kim? Çoğumuz paylaşmayı severiz. Eşinizle seyahat etmek ve mutlu anları paylaşmak eğlenceli olsa da, bazı insanlar için parayı paylaşmak zor olabilir. “Bu benim param” diyorlar. Diğerleri, “Bu benim param. Ben parayı alacağım” diyerek parayı paylaşmak istemediğini açıkladı. Ben de şu durumlarla karşılaşıyorum: Ailen de sana para versin. Daha spesifik olarak, evlilik bu şekilde kurulan bir ilişki değildir. Kurulan bir evliliği ‘bütün hesapları yapıyorum ve sana hiçbir şey açıklamam’ mantığıyla dengelemek mümkün değil. Anladığımız kadarıyla bu tür evlilikler, eşlerin sevgi ve saygıyı paylaştığı dengeli evlilik modelinin dışında kalmaktadır. Her iki eşin de ayrı parası olduğu ve her eşin kendi bütçesi olduğu evlilikleri desteklemiyoruz.Eşinizle açık ve net bir şekilde paylaşılan bir model mi benimsiyorsunuz yoksa bir eşin bu bilgiye sahip olup diğerinden gizli mi?
4. Ev işlerini kim yapacak?
ev işlerini kim yapar? İki kişi evlendiğinde, eşler sadece imza atıp eve taşınmazlar. Aynı evde yaşarken birçok iş, birçok sorumluluk ve yükümlülükle karşı karşıya kalırlar. Örneğin kim yemek yapar, yemekten sonra sofrayı kim temizler, sofra toplandıktan sonra bulaşıkları kim yıkar? Bunlar baştan tartışılması gereken sorular. Genel olarak, eskilerin söylediği “trend” tüm bu işleri kadınlara bırakmaktır. Ev hanımları dışarıda fazla iş yapmadıkları için eşlerinin çalışmasını istemeyebilirler. Bu evliliklerde ev işlerinin bölüştürülmesi ve aile hayatında mümkün olduğunca birbirine yardım edilmesi önemlidir. Çalışan kadın ve erkek ilişkisinde ev işlerinin paylaşımı daha hassas bir konudur. Bu ev işlerinin bölünmesi konusu, her iki eşin de işten eve yorgun gelmesi durumunda çok önemli hale gelir. Ev işlerinin paylaşılıp paylaşılmayacağı, ya da ne şekilde paylaşılacağı sorusu çok önemlidir.
5. Problemleri ve anlaşmazlıkları nasıl çözeceğiz?
Her zaman kendisinin haklı olduğunu mu düşünecek ve siz onun haklılığı karşısında sürekli olarak suçlanan (Ya da kendi suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışan) taraf mı olacaksınız? Yoksa sizinle eşit bir zeminde konuları ele almayı kabul edecek mi? Bu tür durumlara yaklaşımının ne olacağını bilmek zorundasınız. Aksi halde, her durumda kendi haklılığına inanan bir eşle evli kalmak çok zor olacaktır. Problem olduğunda bazı insanlar kaçıp gitmeyi tercih ederler. Sorunlar ve çatışma durumları, küçük ya da büyük olması fark etmeksizin bu kişilerin ruhen dağılmalarına, veya perişan olmalarına sebep olur. Sonuç olarak bu kişiler ilişkiden uzaklaşma ihtiyacı duyarlar. Bazıları da eşten tümüyle kopmaya ihtiyaç duyarlar. Çoğu çift için baş edilebilir olan bir problemin bazı çiftlerde yuvanın hızlı bir şekilde dağılmasına zemin hazırladığı görülür. Problem çıktığında evliliği bitirecek mi, evden kaçıp gidecek mi yoksa oturup sizle birlikte bunları çözmenin ve uzlaşmanın yollarını mı arayacak, bunu kesinlikle bilmelisiniz. Bu konuya değindiğim yeni yazım Sadakat Örnekleri ‘ne göz atmanızı tavsiye ederim.
6. Üçüncü kişiler konusunda ne yapacağız?
Üçüncü kişiler, evli iki eşin dışındaki tüm insanlardır. Anne babalar, kardeşler, akrabalar, arkadaşlar, eski dostlar, eski sevgililer ve diğer tüm insanlar üçüncü kişiler arasında yer alır. Üçüncü kişiler, çift ilişkisinde ciddi sorunlar yaratır ve evliliklerin önemli bir bölümünün boşanma ile sonlanmasının başlıca nedenleri arasındadır. Aldatma da yine üçüncü kişilerle yaşanan ve evlilikte en istenmeyen durumlardan biridir. Bu konudaki yazıma da göz atabilirsiniz: Aldatmaya Giren Şeyler.
Anne baba ziyaretleri, bu ziyaretlerin ne sıklıkta ve ne şekilde olacağı gibi konular çok önemlidir ve evlenmeden önce mutlaka konuşulup netleştirilmelidir. Aksi halde “Sen anne babamla ilişkimi kıskanıyorsun” ya da “Sen benim anne babama saygın yok” sözlerinin söylenmeye başlandığı bir evlilikle karşı karşıya kalabilirsiniz.
7. Çocuk istiyor musun?
Çocuk konusu çiftler arasındaki en önemli uzlaşmazlık konularından biridir. Her iki eş de çocuk istiyorsa veya ikisi de çocuk istemiyorsa, sorun çıkmaz ancak eşlerden birinin çocuk özlemi çekmesi, diğerinin ise “Hiç çocuk istemiyorum” demesi büyük sorundur. Bir çift terapisti olarak, bu çiftlerle çok sık karşılaşıyorum. Bazıları bir çift terapisti yardımı alsa da, çoğu çift bir uzmana danışmadan bu sorunu çözmeye çalışır. Çocuk konusu ve benzeri konuları eşlerin kendi başlarına halletmesi zordur, bu nedenle bu süreçte ilişkileri ciddi şekilde gerilir ve hatta bazen bitme noktasına gelinir. Bu nedenle, “Çocuk istiyor musun?” sorusunu eş adayınıza mutlaka sorun. Cevap net olmalıdır. “İstiyorum” veya “İstemiyorum” şeklinde net bir cevap alın. “Ben asla çocuk istemiyorum ama 40 lı yaşlarımdan sonra bakarız” şeklinde cevaplanabilecek, 40 lı yaşlarda bakılacak bir durum değildir, çok önemli, çok kritik bir sorudur.
8 – 9. Benle nasıl ve ne kadar zaman geçireceksin?
Bazı insanlar çift terapilerine geldikleri zaman öncelik sırasına göre bu hayatta iş, eş ve diğer konuların önem sırasını söylemeleri istendiğinde, “Benim işim her zaman birinci sıradadır ve en en önemlisi kesinlikle işimdir” derler. Bu insanlara göre eş, ikinci ya da 3 sıradadır listede. Bazı eşlere bu ifade ve durumun böyle olması çok ağır gelir. Beraber geçirilen zamanı belirleyen şey eşinizin önem sırasındaki yerinizdir. Önem sırasında 1. sırada iseniz eşiniz sizle kaliteli, eğlenceli ve uzun süreli vakit geçirecektir. Sizin kafanızdaki sıralama da önemlidir çünkü ona ayıracağınız zaman da bu sıralamaya bağlıdır. Onun önem sırasında 3 sırada iseniz, ve “Hayatımda en önemli şey işimdir” diyen bir sevgiliyle evlilik hazırlığı yapıyorsanız… Evlilik kararı almadan önce iyi düşünmelisiniz. Evliliğinizin onuncu yılına girerken siz “Bana hiç zaman ayırmıyorsun. Ben senle vakit geçirmek istiyorum ama sen sürekli iştesin” dediğinizde… “Ben sana en başında söylemiştim: Benim için en önemli şey bu hayatta işimdir. Bunu bilerek evlendin” cevabını verebilecektir.
10. Ekonomimizi nasıl idare edeceğiz?
Para konusu da bir diğer önemli konu başlığı olarak karşımıza çıkıyor. Paranın kazanılması ve harcanması üzerine bir konuşma mutlaka yapılmalıdır. Her iki eş de çalışıyorsa paranın hangi hesapta toplanacağı, ya da ayrı ayrı hesaplar olması durumunda hangi eşin evin ihtiyaçlarını (mutfak, temizlik giderleri vs.), hangi eşin kirayı ödeyeceği gibi gündelik yaşamın gerçekleri açık olarak konuşulmalıdır. Paranın biriktirilmesi ve yatırım yapılması gibi ya da gelecekle ilgili ekonomik planlar yapılması konusunda ortak bir yol mu izlenecek? İkinizin kazandıkları tek bir hesapta mı toplanacak yoksa ayrı banka hesapları ve apayrı birbirinden bağımsız iki farklı hesaptan mı ödemeler yapılacak? Bunları sormalı ve cevaplarını almalısınız. Böylece, özellikle parasal konularda problem yaşama olasılığınız azalmış olacaktır.
11. Farklılıklarımızla nasıl başa çıkacağız?
Aslında farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir ancak evlilik hayatında farklılıklar bazen bir çatışma ve konusuna dönüşür. Bunun en başlıca nedenlerinden bir tanesi, farklılıkların problem olarak görülmesi ve yadırganmasıdır. Örneğin dini inançların farklı olması ya da dini pratiklerin farklılığı, siyasi düşüncelerin farklılığı, politik fikirlerin farklılığı ya da seçimlerde oy verilen partilerin farklı olması bazı çiftler için ciddi bir kırılma noktası yaratır. Dışlayıcı, ötekileştiren ve farklı olanı düşman olarak gören bir yaklaşım evlilik ilişkisinde istemediğimiz bir yaklaşımdır. Eşlerden birinin diğerini dışlayıp ötekileştirdiği ve düşman olarak gördüğü bir evlilik ilişkisinden mutluluk, huzur ve güven çıkması beklenemez. Aslında sadece eşimizi değil, tüm insanları oldukları gibi kabul etmek en dengeli ve an mantıklı yoldur. İki eşin birbirini ufak ya da büyük farklılıklar üzerinden yargılayıp yadırgaması, alay etmesi ve ötekileştirmesi evlilikte kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle de, farklı dinsel özelliklere, farklı mezhepsel ya da kültürel özelliklere sahip eşlerin evlenirken birbirlerine bu soruyu sormalarının önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.
12. Cinsel yaşamımız nasıl olacak?
Evlilikte cinsel yaşam, özel olarak odaklanmanız ve dikkat göstermeniz gereken bir alandır. Cinsellik alanında eşler birbiriyle iletişim halinde olmalı ve birbirlerine nelerden hoşlandığını, nelerden keyif aldıklarını anlatabilmelidir. Cinselliğe ne kadar zaman ayıracaklarına dair de mutlaka konuşmalıdırlar. Problem olduğu zaman ya da herhangi bir şekilde cinsel yaşamı bozan bir durum ortaya çıktığında ne yapacaklarının yol haritası da önceden hazır olmalıdır. Bu konuyu hiç konuşmadan, sorun çıktığında yol haritası olmayan yeni evli çiftlerin ciddi sorunlar yaşadıkları zaman eşlerden birinin “Bizim hiçbir sorunumuz yok, eşim abartıyor” dedikleri ve sorunları görmezden geldikleri evliliklerin sayısı çoktur. Önemli bir alanla ilgili görmezden gelme ve yokmuş gibi yapma yaklaşımı ne yazık ki evliliklere zarar veriyor ve hiç beklenmediği halde boşanmalara zemin hazırlıyor. Bu nedenle cinsel yaşama dair bu önemli soruyu da eş adayınızla mutlaka konuşun.
Evlenmeden önce karşılıklı olarak birbirinizi daha iyi tanımak, bağlanma stilinizi anlamak ve anlaşmazlık durumlarında karşılıklı duygusal dengelenmeyi sağlamak ister misiniz? Bu konularda size yardımcı olmaya hazırım. Bana iletişim numaramdan ulaşabilir, seanslar hakkında bilgi alabilirsiniz.
Klinik Psikolog Serhat DAMAR – Çift Terapisti