abone olun
instagramyoutube
Anasayfa » Aile » Aile İçi İletişim

Aile İçi İletişim

Bir ailenin birbirleriyle iletişim kurabilen bireylerden oluşmasını bekleriz. Aile içi iletişim nedir? Bu soruyu cevaplamadan önce, bazı temel bilgiler vererek konuya odaklanalım.

Çevremizde, görünüşte aile üyeleri birbirleriyle konuşan aileler var. Ancak, bu konuşmanın gerçekten iletişim teşkil edip etmediğinden emin değilim. İşimin doğası gereği aileler ve çiftler arasındaki iletişimi sürekli gözlemliyorum. Dahası, bu aile iletişimlerini değerlendiriyorum.

Aile İçi İlişkiler ve İletişim

Sağlıklı aile iletişimi üzerine pek çok makale yazmış bir uzmanım. Her makalemde evlilik ilişkisinin ve anne-baba-çocuk ilişkisinin önemini daha iyi anlatmaya çalışıyorum. Evlilik sürecindeki sorunlar, çoğu yeni kurulan ailede iletişimi olumsuz etkilemeye devam ediyor. Evlilik öncesi ve evlilik sonrası aynı çatı altındaki yaşamın hemen her anı, buradan kaynaklanan ve henüz çözülmemiş çatışmalardan etkilenir. Bu etki, aile iletişiminde tam bir kopuşa yol açabilir.

Aile içi iletişim çok önemlidir. Buradaki denge ve dengesizlik, çiftlerin – anne baba ve çocukların – gelişimleri açısından çok önemlidir. Dengesiz aile iletişimi, aile üyelerinin gelişip güçlenmesini engeller ve farklı yönlere doğru ilerlemelerine yol açar. Bu tür ailelerin gelecekte bölünmesi ve birbirinden ayrık bireyler yetiştirmesi muhtemeldir. Aile üyeleri birbirlerinden soyutlanarak büyüdükçe zamanla duyarsızlaşırlar ve birbirlerine yabancılaşırlar.

Bu tür ailelerde çocuklar, ebeveynlerinin ahlaki ve manevi değerlerini kendi üzerlerine almaz, benimsemezler. Bireysel olarak kendilerine değerli gelen alanlara yönelirler.

Aile İçi İletişim Neden Önemlidir?

Aile üyeleri arasındaki sözlü olan ve olmayan iletişim ve etkileşimler, anne, baba ve çocuklar arasında olan aile içindeki iletişimi temsil eder.

Aile bireyleri arasındaki iletişim kaliteli ve dengeli bir iletişim olduğunda, aile bireylerinin gelişimini, iletişim becerilerini ve genel olarak sosyal becerilerini destekler. Üyelerinin ihtiyaçlarına, sevgiye ve saygıya değer veren aileler dengelidirler.

Aile İçi İletişimin Çocuğa Etkileri

Paylaşımcı ve destekleyici aile yapıları, anne ve babaların eylemleriyle oluşur. Çocukların aile içi iletişimde daha pasif bir konumda oldukları söylenebilir. Anne baba onlara hangi modeli verirse, hangi iletişim ve ilişki yapısını sağlarsa çocuk bu yapıya uyum sağlayacaktır.

Çocuk, ailenin güç zincirindeki en zayıf halkadır. Anne ve babanın eylem ve söylemlerinden hoşlanmasalar da, mecburen bunları kabul etmiş gibi görünürler. Güçlü aile içi iletişim normal ve dengeli çocuk gelişimini desteklerken, zayıf aile içi iletişim ise çocuğun gelişimi üzerinde zararlı etkiye sahiptir. Sosyal gelişim, beceriler, akademik gelişim gibi alanlarda geri kalmaya neden olur.

Aile İçi İletişimsizlik

Ebeveynler çocuklara sert davranır ve fiziksel şiddet uygularsa, çocuklar da bu duruma küçük yaşlardan itibaren uyum sağlar. Ebeveynleriniz sizi sakinleştirmek için kaba kuvvet kullanıyor ve bağırıyorsa, zor bir geleceğe hazırlıklı olmalısınız. Aile içinde fiziksel veya sözlü şiddetin olduğu evlerde büyüyen bazı çocuklar için hayat bir felaket olabilirken, diğerleri de ömür boyu depresyonun ve anksiyete bozukluklarının hedefi oluyor. Sert ve acımasız bir çocukluk geçirmeleri nedeniyle, normal ve dengeli gelişim gösteremez, uzun yıllar boyunca içsel çatışmalar ve sorunlarla mücadele etmeye çalışırlar.

Bu iç sorunlara bağlı olarak, yakın çevrelerindeki insanlarla ilişkilerini etkileyen başka sorunlar da yaşarlar.

Ailede eşlerin ve çocukların ilişkilerinde dengeli bir iletişim ortamı oluşturmaları çok önemlidir. Evlilik ilişkilerinde ve çocukların gelişiminde karşılaşılan küçük ya da büyük pek çok sorun, dengeli aile iletişiminin olduğu bir evde kolaylıkla çözülür.

Baş edilmesi imkansız görünen olaylar ise dengeli aile iletişiminin bulunmadığı aile ortamlarında ortaya çıkar.

Eş/partnerlerden biri konuşmayı ve kendini ifade etmeyi tercih ederken, diğeri sessizlik isteyebilir. Benzer şekilde, eşlerden biri olaylar üzerine samimi bir sohbet etmek isterken, ve her zaman iletişime açık bir haldeyken, diğer eş sohbet etmekten kaçınır veya iletişime kapalıdır.

Bazı eşler ise, kendi yorumlarına göre hareket eder ve eşlerinin ne söylediğini tahmin ederler. Eşlerden biri, bir konuda üzüntü duyduğunda ve bunu ifade ettiğinde, “Bu söylediğin şey senin asıl derdin değil. Sen burada duygu sömürüsü yapmaya çalışıyorsun. Ben senin asıl derdinin ne olduğunu biliyorum” der. Eşine duvar örer, çaresizlik yaşamasına neden olur. Duyarsız yaklaşımın bir sonucu olarak, bu durumdaki kişi de zamanla eşinden duygusal olarak uzaklaşacaktır. İkisi arasındaki duygusal mesafe zamanla büyük bir uçuruma dönüşecektir. Bu durum kaçınılmazdır.

Çift terapisi çalışmalarımı yaparken, burada örnek olarak sıraladığım tüm çift modelleriyle karşılaştım ve yardımcı olmaya çalıştım. Sıklıkla yargılamaya ve aşırı eleştirelliğe dayalı dengesiz aile iletişimiyle karşılaşıyorum. Güce ve paranın kim tarafından kazanıldığına bakılarak kuralların konduğu, parayı kazananın istediği gibi hareket edebildiği aile modellerinde, aile üyeleri kendilerini özgür bir birey olarak hissetmezler. Korku ve endişe ev ortamına hakimdir. Dürüstlük, samimiyet ve duygusal yakınlığa dayalı bir ilişki kurulamaz. Korkunun hakim olduğu bir aile ortamı, aile bireylerinin hem zihinsel hem de fiziksel olarak normal gelişim göstermesini engeller.

Serhat DAMAR

Klinik Psikolog & Çift Terapisti

Yorum yapın